AVEYRON'UN VAHŞİ ÇOCUĞU

18.yüzyılın sonlarında Fransa’nın güneyinde Aveyron ormanlarının yakınında insan iletişiminden yoksun, ormanda tek başına yaşayan bir çocuk bulunmuştu. Dönemin en ünlü doktor ve eğitmenlerinden biri olan Jean Marc Gaspard İtard gözetimine alınan bu çocuğa ‘Victor’ ismi verilmişti. Victor ile yapılan çalışmalar ve incelemeler sonucu erken yaşam dönemlerinin insan gelişiminde sanılandan çok daha kritik olduğunu göstermiştir. Çalışmalardan yapılan çıkarımlar psikoloji ve dilbilim alanlarında birçok çalışmanın öncüsü olmuştur.

Mart 16, 2024 - 20:58
Mart 20, 2024 - 14:11
 0  14
AVEYRON'UN VAHŞİ ÇOCUĞU
AVEYRON'UN VAHŞİ ÇOCUĞU

1797 yılında Fransa’da üstü başı çıplak, insanlarla tek kelime konuşmayan ve tamamen vahşi hareketler sergileyen bir erkek çocuğu Aveyron ormanlarından Lacaune köyüne inmişti. Köylüler tarafından yakalanan çocuk fırsat bulduğu anda köylülerin elinden kaçmıştı. Daha sonraları başka köylülerce tekrar yakalanmış ve beslenip, giydirilmiş; ancak insanların arasında huzursuz olan çocuk tekrar kaçmıştı. İnsanları bir tehdit olarak algılamamış olacak ki daha sonraları yemeğe ihtiyaç duyduğunda köye ara ara inmeye başlamıştır. Bu döngü bu şekilde devam ederken 1800 yılının kışında çocuk köylüler tarafından tekrar yakalanmış ve bakılmaya başlanmıştır. Çocuk kimseyle konuşmuyor; anlamsız sesler çıkarıyor, kıyafetleri garipsiyor ve en önemlisi iki el ve ayağı üzerinde yürüyordu. Bu vahşi çocuğun öyküsü dönemin kralı 1.Napolyon’un kardeşi Lucian Bonapart’ın kulağına gitmiş ve çocuğun şehre getirilip uzmanlar tarafından incelenmesi emrini vermişti. Çocuk üzerinde incelemeler yapıldığında ergenliğe yeni girmiş; tahminen 12 yaşlarında olduğu kanısına varılmıştı. Doktorlar tarafından Victor ismi verilen vahşi çocuk dönemin ünlü doktor ve eğitmenlerinden Jean Marc Gaspard İtard tarafından eğitilmeye alınıyor. Victor o dönem Fransa halkının oldukça ilgisini çekmişti. Öyle ki halk her gün evin önünde Victor’u görmek için kuyruklar oluşturuyordu.

İtard tarafından eğitilmeye başlanan Victor yalnızca yemek yemek ve uyumakla ilgileniyordu. Her an tetikte ve saldırgandı. Duyuları sağlamdı ancak dikkatini vermiyordu. Sıcak ve soğuk ayrımını yapamıyor; elini kaynar suya sokmaya hiç çekinmiyordu. Acı eşiği denen kavram Victor’da yok gibi görünüyordu. Bu özelliklere detaylı baktığımızda Victor ormanda yaşadığı süre boyunca insanlarla iletişim kurmamıştı. Etrafında yalnızca hayvanlar vardı. Dolayısıyla kendi türü olan insanlar nasıl davranır bilmiyordu. Ancak hayvanları görmüştü, onların iletişim biçimlerini ve hareketlerini kopyalamış, yani sosyal öğrenme gerçekleşmişti.  Tıpkı bir hayvan gibi yalnızca hayatta kalma içgüdüleri devreye girdiğinde bir şeylere odaklanıyordu. Diğer zamanlarda dikkatini vermeye, duyularını kullanmaya ihtiyaç duymuyor ve şartlanmıyordu. Eğitimler devam ederken Victor’un zekâsı tartışma konusu olmuştu. Zihinsel engelliler ve ruh sağlığı konusunda uzmanlaşmış Pinel’ e göre Victor eğitilemez bir idiottu. Başka uzmanlar da Victor’un geri zekâlı olduğunu ve eğitilemez olduğunu savunuyordu. Ancak İtard pes etmemişti. ‘Tabula Rasa’ kuramına inanan İtard Victor’un yeni doğmuş bir bebek kadar boş bir bilince sahip olduğunu eğer doğru ve etkili eğitilirse düzelebileceğine inanıyordu. Zaman içerisinde Victor’da bazı gelişmeler meydana gelmeye başlamıştı. Sıcak ve soğuk ayrımını yapabiliyordu. Örneğin, duşa girmeden önce suyun sıcaklığına bakıyor, üşüdüğünde kıyafetlerini giyiyor; battaniyenin altına giriyordu. Ayrıca sarılmaktan zevk alıyordu.  İnsanlarla iletişiminde önemli artışlar olmuştu. İnsanlarla vakit geçirmekten hoşlanıyor ve artık empati kurabiliyordu. Masaya her gün aynı sayıda tabak koyan çocuğun Bakıcısı Guerin’in kocası öldüğünde tabağı görünce ağlaması üzerine tabağı kaldırıp bir daha asla koymaması yani ağlama eylemi sonucu yanlış bir şeyler olduğunu anlaması psikologlara empati yeteneği kurabildiğini düşündürmüştür. Daha sonraları ilk defa ağlayarak insanı bir duygu ifade etme biçimlerinden birini kullanmıştı. Ancak tüm bunlara rağmen Victor’un gelişim hızı istenen düzeyde değildi.  Okuma- yazma eğitimleri sonucu başlarda ayırt edemediği sesleri yavaş yavaş ayırt etmeye başlamıştı. 5 yıllık eğitimin ardından çok az sayıda yazılı kelimeyi ayırt edebiliyor ve birkaç kelimeyi duyduğunda ayırt edebilmekteydi. Ancak Victor hala konuşamıyordu. Olaylara karşı kullandığı anlamsız sesler vardı. Ancak bunlar her olaya karşı kullandığı birkaç anlamsız sesten fazlası değildi. 6 yıl sonunda eğitimler durdurulmuştu. İtard pes etmişti ve artık düzeltebileceği çocuklarla çalışmak istiyordu.

 Tüm bunlara rağmen kendi tamamıyla düzelemese de Victor bilim dünyasında önemli bir kapı açmıştı. Zihinsel engelli çocukların eğitimine olan ilgiyi arttırmıştı. Zekâ geriliği olan çocukların biraz da olsa en azından temel bazı becerileri edinebileceği düşüncesi gelişmişti. Tüm bu gelişmeler arasında en önemlisi dil gelişiminde ‘’kritik süreç’’ kavramının ortaya çıkmasıydı. Bu teoriye göre, belirli bir yaşa kadar dile maruz kalmayan birinin dil öğrenmesi mümkün değildir.  Victor 40 yaşında ölümüne değin sessiz bir hayat sürdü. Hikayesi kitaplara ve beyazperdeye konu olmuştur. Kısacası Victor Aveyron’un vahşi çocuğu olarak psikoloji ve dilbilim tarihinde önemli bir yer edinmiştir.

 Victor’un hikayesine tanık olmak isterseniz ‘The Wild Child’   isimli Victor’un hikayesinin konu filmi izlemenizi öneririm.

Kaynakça

Çelebi, H. E. (2024, Ocak 20). Aveyron'un Vahşi Çocuğu. Y'ol Psikoloji: https://www.yolpsikoloji.com.tr/post/aveyron-un-vahşi̇-çocuğu adresinden alındı

Kaşıkçı, E. (2021, Kasım 23). Yıllarca Ormanda Tek Başına Hayatta Kalan Çocuğun Hayatınız Boyunca Unutamayacağınız Çarpıcı Hikayesi. Web Tecno: https://www.webtekno.com/psikoloji-tarihinin-en-ilginc-vakalarindan-olan-aveyron-vahsi-cocugu-h116741.html adresinden alındı

 

 

Tepki Ekle

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Nur Dunuk İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Psikoloji bölümü 3. sınıf öğrencisiyim. Lisans eğitimim süresince çeşitli topluluklarda görev aldım ve mesleki deneyim edinmek amacıyla stajlar yaptım. Güncel olarak akademik ve kişisel gelişimim için dil öğrenmeye ve düzenli kitap okumaya vakit ayırıyorum. Edindiğim bilgileri kişisel yorumlarımla harmanlayarak siz okuyuculara başarılı yazılar sunmaya gayret ediyorum.