MELANIE KLEIN (1882-1960)

Melanie Klein, kendi öz oğlunun analizini yapmış, lise mezunu, Viyanalı bir psikanalisttir. Ailesi tarafından “istenmeyen çocuk” olarak büyütülmüş, kendi oğlunu 3 yaşından itibaren gözlemlemeye başlamış ve serbest oyun gözlemleri ile çocuk psikanalizine farklı bir boyut kazandırmıştır.

Ocak 23, 2024 - 20:58
Şubat 3, 2024 - 22:21
 0  19
MELANIE KLEIN (1882-1960)
MELANIE KLEIN (1882-1960)

Klein, 1882’de Viyana’da doğmuş, İngiliz bir psikanalisttir. Annesi Libussa babasından 24 yaş daha küçüktür. Babası bir cerrahtır. Klein, Ortodoks-Yahudi bir ailenin en küçük çocuğudur. Klein’in doğumu planlı değildir ve “istenmeyen çocuk” olarak dünyaya gelmiştir. Ailesinde annesinin emzirmediği tek çocuktur. Klein, ailesinde ablası ile sağlıklı bir bağ kurabilmiş ancak onu da 4 yaşındayken kaybetmiştir. Daha sonrasında ise abisini kaybetmiş, abisinin ölümü üzerine büyük bir yas yaşayan Klein, abisinin yakın arkadaşı ile 21 yaşındayken evlenmiş ve bu evlilikten 3 çocuğu olmuştur. Eşinin seyahatleri ve uzak mesafede olmaları nedeniyle evlilikleri kötüye gitmiş ve çift 1923 yılında boşanmıştır. Melanie Klein, 22 Eylül 1960’ta Londra’da vefat etmiştir.

Klein, evlilik sonrası Budapeşte’ye yerleşmiştir. Bu şehir onun hayatının dönüm noktası olmuştur çünkü burada Freud’un yakın çevresinden olan Ferenczi ile tanışmıştır. Psikanalizin babası olarak bilinen Ferenczi, Klein ile ilk başta tedavi amaçlı görüşürken sonrasında Klein’in psikolojiye olan ilgisini bir hobiden öteye taşımasını sağlamıştır. Ferenczi, Klein’in kendi çocuklarını analiz etmesini önermiş, Klein bu öneri ile psikanalize kesin olarak bir giriş yapmıştır. Daha sonra Budapeşte’de Freud’u dinleme fırsatı bulmuş ve ilk makalesini çocuk vaka analizi üzerine yazmıştır. Bunun üzerine Melanie Klein, Psikanaliz Derneğine üye olarak kabul edilmiştir. Kendi öz oğlu Erich’in analizini farklı bir isimle sunmuştur. Kongrelerde ve faaliyetleriyle Ernest Jones' un dikkatini çekmiş ve daveti ile Londra’ya taşınmıştır.

Klein, nesne ilişkileri kuramının kurucusu olarak anılmaktadır. Klein’in teorisinde çocuk doğduğu andan itibaren bir ilişkilenme vardır ve nesnenin önemi söz konusudur. Klein’in temel aldığı şey annenin memesiyle çocuğun ilişkisi olmuştur. Klein’e göre bebek başta kendi gerçekliğini yaratır. Gerçeği yetişkinlerin algıladığı gibi algılayamaz ve ilk gerçekliği tamamen düşlemseldir. Bu düşlemsel nesne ise annenin memesi olmaktadır. Bebeğin ilişkilendiği ilk içsel nesne ilişkisini annenin memesiyle kurar. Ego, çocuk doğduğu andan itibaren vardır ve gelişmeye tabi tutulur. Klein, doğumdan sonraki ilk 4-6 ayın önemini vurgulamaktadır. Çocuğun kendi çağrışımlarını ifade edememesi nedeniyle serbest oyun tekniğini kullanılır. Oyunu çocuğa bırakır ve oyuncağı çocuk seçer. Çocukla etkin bir şekilde oyunda bulunur ancak kendisini de çocuk konumlandırır.

İyi Meme- Kötü Meme Kavramı

Klein’ e göre bebeğin ilişkilendiği ilk nesne annenin memesidir. Bu ilk ilişki gelecekteki ilişkilerinin nasıl şekilleneceğini belirler. Kötü meme, bebek tarafından haz vermeyen, hazdan uzaklaştıran nesne olarak deneyimlenir. Bebek kendisine doyum sağlamayan bu nesneye karşı öfke duyar. İyi meme ise bebeği besleyen, ihtiyaçlarını karşılayan nesne olarak deneyimlenir. Bebek iyi memeyi koruyucu olarak görür ve kendisi de onu korumak ister. Kötü meme ise bebeğin terk edilme, yalnız bırakılma konularını gündeme getirir. Bebek kötü memeyi yıkma, yok etme isteği duyar.

Memeyi bu kadar zengin, besleyici olarak deneyimleyen bebek, onu güçlü bir nesne olarak algılar. Kötü memenin ise sütü kendisine sakladığını düşünür. Bebek kötü memeye karşı bir “haset” duyar ve memeye karşı yıkıcı olmak ister. Çünkü bebeğe göre kötü meme nesne doyurganlığını kendisine saklayıp bebeğe açlığı bırakıyordur. Bebekler kendi ihtiyaçlarını karşılamak için anneye kendilerini bağımlı hissederler. Güvenlik ihtiyaçlarını da anne üzerinden karşılar. Bebek zamanla annenin babayla, diğer kardeşlerle, çevreyle iletişim kuran bir nesne olduğunu, ilgilendiği tek kişinin kendisi olmadığını fark eder. İlgi ve kaynakların bölünmesi bebekte “kıskançlık” duygusunu ortaya çıkarır.

“Konum” Kavramı

Klein, nesne ilişkileri kuramına göre bebeklik yaşamının paranoid-şizoid ve depresif konumlarda geçtiğini söylemektedir. Bu konumlar kendine has özellikleri, savunma mekanizmaları ve içsel nesne ilişkilerine sahiptir. Kazanılan konum sonsuza kadar kalmaz, geri dönüşler yaşanabilir. 

Paranoid-Şizoid Konum: Bebek doğduğu anda kendisini kötü ve yıkıcı nesnelerle deneyimler. Bu tahammül edilebilir bir durum değildir. Kendi içinde kötücül nesnelerin olmasındansa dışarıda bu kötücül nesnelerin olması daha tahammül edilebilir bir durumdur ve bu yüzden bebek kaygısından kurtulmak adına kendi içindeki istemediği saldırganlığı ve kötü yanlarını memeye yansıtarak kendinden uzaklaştırmaya çalışır.

Depresif Konum: Bu konumda bebek artık neyin kendi düşlemi, neyin gerçeklik olduğunu ayırt etmeye, anneyi bir bütün olarak görmeye başlar. Paranoid-şizoid konum azalır. Anneyi hem seven hem de kendisini memeden yoksun bırakan bir nesne olarak deneyimler. Bebek, iyi memeye verdiği zarardan dolayı depresif pozisyonda suçluluk duymaya başlar. Çünkü zarar verdiği bu nesne artık hem iyi hem kötü nesnedir.

 

 

Tepki Ekle

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Elif Usanır Başkent Üniversitesi, psikoloji bölümü 2023 mezunuyum.