Korku ve Kaygı Çözümleri

“Masada oturuyorum. Ellerim titriyor ve terliyor. Alt tarafı bir sınav, diyorum kendime. Midem çalışmaya başlıyor ve tuvalete gitme ihtiyacı duyuyorum. Bedenimde bir gerginlik var ama ne oluyor bilmiyorum. Sınava girdiğimde çalıştığım bütün her şeyi unutuyorum.”

Kasım 18, 2023 - 17:29
Kasım 21, 2023 - 17:10
 0  17
Korku ve Kaygı Çözümleri
Korku ve Kaygı Çözümleri

Yaygın anksiyete (kaygı) bozukluğu bireyin günlük yaşamında karşılaştığı bir durumu veya nesneyi olduğundan daha çok tehlikeli görme ve durumdan/nesneden gereğinden fazla endişelenmesi durumudur (Kafes A. Y., 2021). Diğer bir deyişle, yaygın anksiyete gelecekte zorlayıcı duygu ve durumların olabileceğine dair belirsizlik duygusudur. Aslında, birey için belirsizlik durumu dahi başlı başına bir anksiyete nedenidir. Korku ise belirli veya bilinen somut durumlarla ve tehditlerle ilgilidir. Amerikan Psikiyatri Derneği’nin (APA) tanımlamasına göre (2013), kişinin kontrol edemediği kuruntu ve kaygıya aşağıdaki altı belirtiden üçü ya da daha çoğu eşlik eder;

  • Huzursuzluk ya da gergin ya da sürekli diken üzerinde olma
  • Kolay yorulma
  • Odaklanmakta güçlük çekme ya da zihnin boşalması.
  • Kolay kızma.
  • Kas gerginliği. 
  • Uyku bozukluğu (uykuya dalmakta ya da uykuyu sürdürmekte güçlük çekme ya da dinlendirmeyen, doyurucu olmayan bir uyku uyuma).

Korku ve anksiyete ilk olarak hoş olmayan, potansiyel bir tehlike işareti olarak algılanır. Kaygı, kuruntu ya da bedensel belirtiler, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olur. Yaygın anksiyete bozukluğunun yoğunluğuna bağlı olarak toplumsal durumlarda bulunmaktan kaçınırsınız. Örneğin; sınıfta sormak istediğiniz soruları sormakta çekinirsiniz. Grup çalışması yapmanız gereken bir projede yer almaktan olabildiğince ksçınırsınız. Karar alma ya da ilerleme becerisi kaybolur. Güvensizlik, kuşku kendini sabote edecek davranışlar yüzünden çalışma ve ilişki hayatında zorluklarla karşılaşırsınız. Sürekli olarak ihtimallerin ihtimallerini düşünerek olası durumları analiz etmeye çalışır ve en kötü senaryo üzerinde düşünürsünüz. Shaub’a göre “Korku ve anksiyete pozitif amaçlı yaratılmıştır. Anksiyetenin düşünsel ve uyum sağlayıcı boyutu, tehlikeyi önceden fark ederek ve dikkate alarak, ya tehlikeye karşı önlem almanıza ya da sorununuzu uygun bir bişimde belirlemenize olanak sağlayacak alarm sisteminizi harekete geçirir” (2012). Düşük düzeyde deneyimlediğiniz anksiyete size olasılıklara ve durumlara karşı uyarı verirken yoğun düzeyde deneyimlediğiniz anksiyete sizi tetikte tutarak tehlikeye karşı kaçmanıza ya da savaşmanıza yol açar.

Schaub, kitabında korku ve kaygıyı deneyimlediğimizde bedenimizde neler olduğunu açıklayarak yaşadığımız zorlayıcı duygu ve durumların psikolojik ve fiziksel belirtilerini somutlaştırır. Beyin, potansiyel tehlikeyi algıladığında hipotalamus ve hipofiz bezi,stres hormonlarını salgılar. Bunlar; adrenalin ve kortizol hormonlarıdır. Adrenalin ve kortizol hormonlarının salınımı nefesi, terlemeyi ve kan dolaşımını dış kaslara doğru hızlandırır. Cannon’a göre (1914), stresli durumlara karşı savaş ya da kaç tepkileri veririz. Yaşadığımız tüm bu aşamalar vücudumuza savaş-kaç tepkileri hazırlar. Aynı zamanda da beynimiz potansiyel tehdite karşı plan geliştirir. Peki, tüm bu bedensel tepkimeler olurken deneyimlediğimiz korku ve anksiyeteyi nasıl kontrol altına alabilirsiniz? 

Korku ve anksiyeteyi nasıl kontrol edebilirizi düşünmek için bu zorlayıcı duygu ve durumların nasıl oluştuğuna bakmamız gerekir. Bunlar; 

  • İç çatışma; Ne kadar çalışırsanız çalışın içinizden bir ses sürekli olarak “Yeterince iyi değilsin. Asla başaramayacaksın. Az önce senin ne kadar başarısız olduğunu ima mı etti? İnanamıyorum.” der. Güvensiz ve yetersiz hissettiren bu iç çatışmalar, zaman zaman bireyin kendini sabote edici davranışları olarak tanımlanır.
  • Depolanmış Duygular; Duyguları rahatça ifade etmemek, bastırmak, deneyimlemeye izin vermemek bize zarar verir. Toplumsal olarak zorlayıcı duygu ve düşünceleri görmezden gelmenin daha iyi olacağı görüşündeyiz. ”Güçsüz görüneceğim.” düşüncesiyle bastırılan bütün negatif duygular bir süre sonra daha güçlü şekilde ortaya çıkarak bireye fiziksel ve psikolojik olarak zarar verir.
  • Sınırlayıcı Öz-İnançlar; Bireyin kendisi hakkında sahip olduğu öz inançlar, en güçlü iç kaynak olduğu gibi en büyük engel de olabilir. Öz inançların çoğu ergenlik çağına girmeden bilinçaltında demirlenmiştir. Öz inancı yaratan deneyimler ve deneyimlere karşı olan izlenimler bireyi güvende tutmak ve mutlu hissettirmek içindir. Hem güvenlik hem keyif anlayışı üzerinedir. Öz inancımızı bilinçli olarak belirlemeyiz. Aslında, bu durum çevremizdeki insanların bizim hakkımızdaki görüşlerine ve onların eylemlerini nasıl yorumladığımıza dayanır. (Schaub,2012, s. 78-86)    

Yaşadığımız her deneyim sonucunda kendimiz ve çevremiz hakkında birtakım öngörülere sahip oluruz. Aslında, kendimizle başkasının ağzıyla konuştuğumuzu çoğu zaman fark etmeyiz. “Bu hatayı nasıl yaptım? O da benim beceriksiz olduğumu düşünecek. Hep aynı şeyi yapıyorum. Hiçbir şeyi beceremiyorum.” Bu sözler belki çok kritik bir zamanda size söylendi. Her hata yaptığınızda kendinize “Beceriksizsin işte.” dediniz ve gerçekten beceriksiz olduğunuza inandınız. Kendiniz hakkındaki bu düşünceniz davranışlarınıza da yansıdı. Peki, bu değiştirilebilir bir durum mu? Öyleyse, bu düşünce yapısını nasıl değiştirebiliriz? Osho’ya göre; “Duygular ve düşünceler birer misafirdir. Gelirler ve giderler” (2014). Kendimiz hakkındaki düşüncelerin değişmeyeceğine ve geçmişte ne isek gelecekte de o olacağımıza inandırıldık. Alışkanlıklarımızın ve davranışlarımızın değişmeyeceğine inandık. Schaub, Korku ve Kaygı Çözümleri kitabında düşünce yapısını nasıl değiştirebileceğimizi anlatır.

 

KAYNAKÇA

Kafes, A. Y. (2021). Depresyon ve anksiyete bozuklukları üzerine bir bakış. Humanistic Perspective, 3(1), 186-194.

 

A. P. Association. (2013). Diagnostic And Statistical Manual Of Mental Disorders Dsm-5. ISBN: 9780890425541. Yayınevi: American Psychiatric Association Publishing.

Cannon, W. B. (1914). The interrelations of emotions as suggested by recent physiological researches. The American Journal of Psychology, 25(2), 256-282.

 

Schaub, F. (2012). The fear and anxiety solution: a breakthrough process for healing and empowerment with your subconscious mind. Sounds True.

 

Osho International Foundation. (2014). Hsin Hsin Ming: The Zen Understanding of Mind and Consciousness. Osho Media International.

Tepki Ekle

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Beyza Sıla Keskin Ben Beyza Sıla Keskin. ODTÜ Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik mezunuyum. Alanımda kendimi geliştirmek ve geliştirirken deneyim kazanmak benim için çok önemli. Hayata psikoloji penceresinden bakmak bana çok şey kazandırıyor.