KASTRASTON ANKSİYETESİ-KARMAŞASI

Çocukluğumuzdan beri hepimizin muhakkak duyduğu bir efsane vardır; kız çocukları babaya erkek çocukları ise anneye daha düşkündür derler. Elbette her yaygın inanışta olduğu gibi bu durum da tecrübeyle sabit kabul edilir. Peki bunun sebebi nedir? Sigmund Freud 1908’de yaptığı “Küçük Hans” isimli çalışmasında ilk kez ortaya attığı kastrasyon anksiyetesi-karmaşası kavramlarıyla bu duruma ışık tutmuş sayılır.

Eylül 1, 2023 - 18:51
Eylül 14, 2023 - 22:22
 0  55
KASTRASTON ANKSİYETESİ-KARMAŞASI
KASTRASTON ANKSİYETESİ-KARMAŞASI

Öncelikle kavramı oluşturan kelimeler üzerinde duralım. Kastrasyon, İngilizce ve Fransızca kökenli bir kelime olup dilimizde “hadım etme, kısırlaştırma” anlamlarında kullanılır. Kastrasyon anksiyetesi, hadım edilme kaygısı; kastrasyon karmaşası ise hadım edilmiş olma kaygısı manalarında kullanılmaktadır.

Çocukların psikoseksüel gelişim süreçlerinin üçüncüsü olan ve “Fallik Dönem” olarak adlandırılan 3-6 yaş arası dönem, çocuğun cinsel algısının oluştuğu oldukça önemli bir süreçtir. Freud'a göre kastrasyon anksiyetesi-karmaşası tam da bu dönemde ortaya çıkar. Çocuk cinsel organları karşılaştırarak penisin varlığı ve yokluğu arasında anlam arar. Freud kastrasyonu kız ve erkek çocukları için iki farklı şekilde ele alır. Erkek çocukları için kastrasyon anksiyetesi ifadesini kullanırken kız çocukları için kastrasyon karmaşası ifadesini uygun bulmuştur. Çünkü kız çocuğunun zaten sahip olmadığı bir şeyi kaybetme kaygısına girmesi mümkün değildir.

Freud'un erkek çocuklarında ortaya çıktığını öne sürdüğü kastrasyon anksiyetesi ilk olarak çocuğun penisinin varlığını keşfetmesiyle baş gösterir. Bu durum erkek çocuklarında ortaya çıkan oedipus kompleksi ile paralellik gösterir. Oedipus kompleksine göre erkek çocuk anneye karşı aşırı bir bağlılık gösterir, anneye cinsel ve romantik hisler besler ve bu sebeple babayı rakip olarak görür. Bir sonraki aşamada ise çocuk kadınların penisi olmadığını fark eder ve bu durumu bir otorite tarafından hadım edilmelerine yorar. Kendisine en yakın otorite olan babanın kendisini hadım etme korkusuyla baş başa kalan çocuk için baba figürü artık rakip olmaktan çıkıp tehdit haline gelmiştir. Hadım edilme korkusuyla başa çıkamayan çocuk için yapılabilecek en iyi şey ise boyun eğmektir. John David Nasio bu son süreci şöyle özetler “Penisine karşı duyduğu narsistik sevgi, annesine karşı duyduğu cinsel arzudan daha şiddetli olan çocuk ensestöz hislerden vazgeçer ve babasının yasasına uyar.”. Başta birbiriyle neredeyse paralel olarak ve birbirlerini besleyerek ortaya çıkan oedipus kompleksi ve kastrasyon anksiyetesi sonuçta anksiyetenin kompleksi yenmesiyle son bulur. Freud bu durumu psikoseksüel gelişim sürecinin sağlıklı bir parçası olarak ele alır.

Kız çocuklarında da süreç bazı farklılıklar görülse de benzer seyreder. Kız çocukları da herkesin bir penisi olması gerektiği fikriyle yola çıkar fakat zamanla kendisinin ve annesinin bir penisi olmadığı farkındalığına varır. Elbette bu yaş grubunda birçok çocuk için anne birincil bakım veren kabul edilir ve oldukça önemli bir yere sahiptir. Fakat çocuk zamanla penis yoksunluğunu annesinden almış olduğu bir özellik olduğunu ya da annesi tarafından kastre edildiği yanılgısı ile yüzleşir. Bu noktada kastrasyon karmaşası oedipus kompleksinin tetikleyici gücü görevini alır. Kız çocuğu anneden uzaklaşarak baba figürüyle daha şiddetli bir bağ kurma yoluna sapar.

Sigmund Freud kastrasyon karmaşasını açıklarken “penis yoksunluğu, penis hasedi (penis envy), fallik tekçilik” gibi birçok kavramı da ortaya atmıştır. Tüm bunlar açıkça gösteriyor ki Freud insan cinselliğini ve libidoyu tamamen maskülen temellerde ele alarak penisin varlığı ya da yokluğu üzerinden açıklamaya çalışmıştır. Çocuğun gelecekteki karakter özelliklerinde oldukça etkili olduğu düşünülen bir gelişim sürecini erkek cinsel organı üzerinden açıklama çabası kadınsılığı reddettiği ve kadını dezavantajlı konuma düşürdüğü şeklinde yorumlanabilir. Hem bu sebeple hem de yalnızca heteroseksüel bireyler üzerinden oluşturulmuş ve toplumun büyük bir kısmını yok saymış bir teori olması sebebiyle -başta feminist ekol olmak üzere- birçok kesim tarafından eleştiriye maruz kalmıştır. Kastrasyon anksiyetesi-karmaşası günümüzde hâlâ birçok tartışmaya konu olmaktadır.  

Tepki Ekle

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow