BAĞLANMA STİLLERİ VE İLİŞKİLER

John Bowlby ve Mary Ainsworth’ün üzerinde çalıştığı bağlanma kuramı bebeklerin bakım verenleri ile kurdukları duygusal bağı ifade etmektedir. Bebek doğduğu andan itibaren bakıvereninin sevgisine, ilgisine ve ona güvenmeye ihtiyaç duymaktadır. Bağlanma kuramında da bu ihtiyaçların ne kadar ve nasıl sağlandığına ve kurulan ilişkinin tutarlılığına odaklanılmaktadır. Kuramda daha çok bebeklik ve erken çocukluk döneminde kurulan ilişki ön planda tutulsa da bu ilişkinin ergenlik hatta yetişkinlik döneminde kurulan ilişkilere de yansıdığı savunulmaktadır.

Ocak 29, 2024 - 00:52
Şubat 7, 2024 - 16:16
 0  18
BAĞLANMA STİLLERİ VE İLİŞKİLER
BAĞLANMA STİLLERİ VE İLİŞKİLER

Bağlanma kuramı John Bowlby ve Mary Ainsworth tarafından geliştirilmiştir. Bebeğin yanında olan ve ihtiyaçlarını karşılayan bakımverenlerin (özellikle ebeveynlerin) dünyaya geldiği ilk andan itibaren bebeğin ihtiyaçlarını görmeleri ve karşılamaları bakımveren ve bebek arasında güven bağı oluşmasını sağlamaktadır. Tam tersi bir şekilde ihtiyaçlarının göz ardı edilmesi ve ihmal edilmesi de bakımveren ve bebek arasındaki güven bağının zedelenmesine yol açmaktadır. Ve yapılan araştırmalar bakımverenle kurulan bu bağın yetişkinlik yıllarında diğerleriyle kuracağımız ilişkilerimize de yansıdığını ortaya koymaktadır.

Yetişkinlik yıllarında kurulan ilişkilere göre Ainsworth tarafından güvenli bağlanma, kaygılı bağlanma ve kaçıngan bağlanma olmak üzere üç adet bağlanma stili tanımlanmıştır. Fakat daha sonraki yıllarda darmadağınık düzensiz bağlanma olarak dördüncü bir bağlanma stili tanımlanmıştır. 

  • Güvenli Bağlanma: istenen bağlanma türüdür. Kabullenici bir çevrede ve olumlu ebeveyn tutumları ile büyüyen çocukların Bakımverenleri ile kurdukları bağı tanımlamaktadır. Bu çocuklar Bakımverenleri ile oyunlar oynar, onlara güven duymaktadırlar. Duygularını yansıtmak ve ebeveynlerden ayrılmak söz konusu olduğunda daha rahat olurlar. Başkalarına güvenmeyi ve kendilerine saygı duyabilmeyi öğrenirler. Bu çocuklar yetişkinlikte kurdukları ilişkileri empati kurabilen, sınırlarını koruyabilen ve saygı duyan kişilerdir. Partnerlerine güvenirler, istikrarlı bir ilişki içerisinde bulunabilirler ancak partnerlerine bağımlı değillerdir. Reddedilmekten  korkmazlar. Yakın ve anlamlı ilişkiler kurabilirler. 
  • Kaygılı Bağlanma: Güvensiz bağlanma çeşitlerinden biridir. Bakımveren bazen çocuğun tüm ihtiyaçlarına yanıt verirken bazen de tamamen ihmalkar bir ebeveyn gibi çocuğun ihtiyaçlarını görmezden gelmiştir. Bunun karşılığında çocuk tutarsız bakım verenin ihtiyaçlarına ne zaman nasıl yanıt verecekleri konusunda kaygılanmaktadır. Bu kaygı terk edilme kaygısı, reddedilme korkularını da beraberinde getirebilmektedir. Bakımverenin bu tutarsızlığı ve duyduğu kaygılar sonucu ne bakımverene tam olarak yaklaşabilir ne de ondan uzaklaşabilir. Özgüvenleri düşüktür. Sürekli başkalarına bağımlı ve onay ihtiyacı içerisindedirler. İlişkilerinde güvensizlik ve kıskançlık yaşamaktadırlar. Yalnız olmakta zorlanırlar bu yüzden olumsuz ilişkileri bile devam ettirirler. Terk edilme korkuları nedeniyle partnerlerine sınır koyamaz, onların onayına ihtiyaç duyarlar. Özgüvenleri ve özsaygıları düşük olduğundan kendilerini sevilmeye değer biri olarak görmemektedirler. İlişkilerinde yaşadıkları sorunlardan kendilerini sorumlu tutarlar. 
  • Kaçıngan Bağlanma: Bakımveren ilgisiz ve mesafelidir. Çocuğun ihtiyaçlarını göz ardı etmiş görse bile tepkisiz kalmıştır. Çocuk bakımverenin yokluğu ya da varlığına karşı tepkisizdir. Başkalarıyla duygusal ve fiziksel yakınlık kurmaya zorlanmakta ve bu nedenle istikrarlı ilişkiler kurmaktansa yalnız kalmayı tercih ederler. Bağımsız olmak isterler, başkalarının desteğine ihtiyaç duymadıklarını düşünürler. Diğerlerine karşı duvar örerler. İlişkilerinde bağımsız bir yapıya sahip olurlar. Güven problemleri yaşayabilir ve kolay bir şekilde terk edebilirler. Derin romantik ilişkiler kuramaz ve kaçma eğilimi gösterirler. Duygularını ifade etmekte güçlük yaşarlar. Genel olarak kişilerarası ilişkilerinde problem yaşamaktadırlar.
  •   Darmadağınık Güvensiz Bağlanma: çocukluk döneminde istismar, ihmal, şiddete maruz kalma sonucu gelişebilmektedir. Temelde bakımverenden korku yatmaktadır. kaygı denetiminde tutarsızlıklar görülebilmektedir. Stresle baş edemezler, yakın ilişkiler kurmaya istekli olmaya karşın reddedilme kaygısı yaşarlar. Bakımverenleri psikiyatrik bozukluğa sahip olabilir (örneğin, bipolar). Oldukça sağlıksız bir bağlanma biçimidir. Çocuk karmaşa içindedir. Ebeveyn figürü güvenilmez ve korku-kaygı yaratan biridir. Yetişkinlik döneminde kontrol ve baş edebilme problemleri vardır. Suça eğilimli olabilmektedirler. Madde ve alkol kullanımı da yaygın görülmektedir. Sosyal hayatlarında problem yaşarlar. Partnerlerine karşı duyguları dengesizdir. Duygu düzenleme becerileri zayıftır. Reddedileceklerine inandıkları için duygusal yakınlıktan kaçınırken kurdukları yakın ilişkilerde de aşırı bağımlı, sürekli ilgi isteyen ve istedikleri olmadığında kontrollerine yitiren bireyler olabilirler.

Gördüğünüz üzere bağlanma stillerimiz bugün kurduğumuz ilişkilerde nasıl olacağımızın ve edineceğimiz rollerin belirleyicisidir. Ancak tabii ki bütün problemlerimizi bunlara dayandırıp "Ben böyleyim, bunu değiştiremem’’ diyerek kabullenmek zorunda değiliz. Çocukluk döneminde güvenli bağlanan birinin ilerleyen dönemlerde yaşadıkları çevresel olaylar, patolojiler ile bu durum tersine dönebileceği araştırmalarla görülmektedir. Dolayısıyla güvensiz bağlanan biri de bağlanma stilini keşfedip bunun üzerine giderek; gerekiyorsa psikoterapi alarak bu durumu tersine çevirerek yetişkinlik yaşamında güvenli bağlanabilir.

Tepki Ekle

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Nur Dunuk İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Psikoloji bölümü 3. sınıf öğrencisiyim. Lisans eğitimim süresince çeşitli topluluklarda görev aldım ve mesleki deneyim edinmek amacıyla stajlar yaptım. Güncel olarak akademik ve kişisel gelişimim için dil öğrenmeye ve düzenli kitap okumaya vakit ayırıyorum. Edindiğim bilgileri kişisel yorumlarımla harmanlayarak siz okuyuculara başarılı yazılar sunmaya gayret ediyorum.