SATİR'İN VAROLUŞÇU/ HÜMANİST YAKLAŞIMI

Aile, bireylerin hayatı öğrenmeye başlamış olduğu en temel yerdir. Bizler doğarız ve kendimizi aile sisteminin içerisinde buluruz. Düşüncelerimiz, davranışlarımız bu sistem içerisinde şekillenmeye başlar ve ilk öğrenmelerimiz ailemizle gerçekleşir. Bunlardan ötürü insanların yaşamış olduğu zorlukları incelerken aile sistemi içerisinde ele almamız çok büyük bir önem taşımaktadır. Ve bu nedenle bu yazıda detaylı bir biçimde ele alacağımız konu; Aile Sistemi İçerisinde yer alan yaklaşımlardan yalnızca biri olan; Virginia Satir’in “Varoluşçu/ Hümanistik Yaklaşımı”. Yaşantısal Yaklaşım olarak da bilinmektedir. Pek çok benzer başlıkla tanınmış olan bu yaklaşım, Virginia Satir tarafından “İnsanın Varlığını Onaylama Süreci Modeli” olarak adlandırılmıştır.

Ağustos 16, 2023 - 19:54
Eylül 13, 2023 - 13:29
 0  67
SATİR'İN VAROLUŞÇU/ HÜMANİST YAKLAŞIMI
SATİR'İN VAROLUŞSAL/ HÜMANİST YAKLAŞIMI

SATİR’İN VAROLUŞÇU/ HÜMANİST YAKLAŞIMI

Aile, bireylerin hayatı öğrenmeye başlamış olduğu en temel yerdir. Bizler doğarız ve kendimizi aile sisteminin içerisinde buluruz. Düşüncelerimiz, davranışlarımız bu sistem içerisinde şekillenmeye başlar ve ilk öğrenmelerimiz ailemizle gerçekleşir. Bunlardan ötürü insanların yaşamış olduğu zorlukları incelerken aile sistemi içerisinde ele almamız çok büyük bir önem taşımaktadır. Ve bu nedenle bu yazıda detaylı bir biçimde ele alacağımız konu; Aile Sistemi İçerisinde yer alan yaklaşımlardan yalnızca biri olan; Virginia Satir’in  “Varoluşçu/ Hümanistik Yaklaşımı”. Pek çok benzer başlıkla tanınmış olan bu yaklaşım, Virginia Satir tarafından; “İnsanın Varlığını Onaylama Süreci Modeli” olarak adlandırmıştır.

SATİR’İN YAŞANTISAL YAKLAŞIMININ TEMEL KAVRAMLARI

Yaklaşımının temelinde, insanların benzeri olmadığına özel olduğuna vurgu yapan Satir’e göre yaklaşımının en önemli kavramı; kendilik değeridir (benlik saygısı). Bu  değeri benimseyen birinden; herkesin özel, tek olduğunun farkında olması bunu kabul etmesi beklenir. Satir, bireylerin kendine özel olduğunu şu şekilde ifade etmiştir: “Sen insan ırkının bir üyesisin ve bir mucizesin. Üstelik de ‘başka bir benzeri olmayan biricik bir mucizesin’ (F.Akkoyun; 2019).

Yaklaşımda iletişim kavramının önemine de değinilmiştir. Bir taraftan fonksiyonel olan iletişimden bir taraftan da iletişimin 4 problemli, örüntüsünden bahsedilmiştir. Yaklaşımda fonksiyonel iletişim; açık, tutarlı, ölçülü ve uygun olarak tanımlanmıştır. 4 problemli örüntü ise; karşılarındakini memnun etmek için çabalayan yatıştırıcılar, sertlikleri ve gerginlikleriyle patronları andıran suçlayıcılar, her şeyi analiz ederek mantıklarını ön planda tutan hesapçılar ve son olarak söylediklerinin anlamı olmayan hiçbir şeye odaklanmayan dağıtıcılar şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımlamalarıyla birlikte insanların bu örüntülere stres anında başvurduklarını, özünde kötü insan diye bir şey olmadığını kötü olanın iletişim süreci olduğunu vurgulamıştır.

Bir diğer temel kavram; temel üçgen’dir. Bu kavramdan çoğu aile kuramında önemle bahsedilmektedir.  Ailenin üç üyesinden oluşan grubu temsil eden “temel üçgen” Satir’in yaklaşımında; anne, baba ve çocuk olarak kendini gösterir. Satir’e göre çocuklar pek çok şeyi bu üçgenden öğrenerek hayatına başlamaktadır. Ona göre bu üçgen büyük bir güce sahiptir ve kullanılabilirse çok iyi bir destek sağlayabilir.

Kavramlardan bahsederken kişisel mandala ve aile kurallarına da değinmiştir. Bu kavramlardan kısaca bahsetmek gerekirse; kişisel mandala da sekiz boyuttan bahsetmiş (beden, düşünce, duygu, duyumlar, ilişki, bağlam, beslenme ve ruh.) ve bunların birbirlerine bağımlı olarak çalıştığını, bağımsız olarak ele alınmayacaklarını ifade etmiştir. Aile kurallarında da kuralların yapılabilir kurallar olması gerektiğini, esnek olarak değişim gösterebilmesini ve yaşa uygun olarak düzenlenmesini önermiştir.

YAKLAŞIMIN TERAPÖTİK TEKNİKLERİ

·  Ailenin Kendi Heykelini Yapması: Aile içerisi iletişim problemlerinde sıkça kullanılan bir tekniktir (yalnızca bu durumda kullanılmaz). Ailedeki üyelerden iletişimlerini yansıtacak şekilde kimin hangi konumda olduğu değerlendirilip o şekle bürünmesi beklenir. O sırada terapist, çeşitli sorular sorarak aile üyelerinin düşünce ve duygularını anlamalarına yardımcı olabilmektedir. Ya da aralarından birini seçip aile üyelerini kendisinin konumlandırmasını ve bu konumlandırmasına yorum yapmasını isteyebilir. Örneğin çocuktan ailesini konumlandırması istenebilir ve neden bu şekilde bir düşüncede olduğu anlattırılabilir.

·    Ailenin Stres Balesi: Bu teknik bir önceki tekniğin devamı şeklindedir. Üyelerden, yaşantılarına örnek olacak hareketler yapmaları beklenir. Yönlendirmeler yapılabildiği gibi gözlemlemeyle de sınırlı kalınabilir.

·    İletişim Analizi: Fonksiyonel iletişimi sağlamak, iletişimdeki problemleri anlamak için kullanılan bu teknikte olayın anlatımı istenir ve iletişimin çözümlenmesi gerçekleşir. Sonrasında iletişim esnasındaki duygulara da yer verilerek gerekli farkındalıklar kazandırılır.

·  Terapistin iletişimi: Bu yaklaşımda terapistler yeniden çerçeveleme, mizah ve metafor tekniklerini kullanabilir. Bu şekilde danışana farklı pencerelerden bakması sağlanabilir.

·    Dokunma: Anlaşıldığı gibi danışanlara fiziksel olarak dokunulmasından bahsedilen bu teknikte dikkatli ve düzeyli bir dokunma önerilmektedir. Bu dokunma danışana, yalnız olmadığı, güvende olduğu mesajını vermelidir. Satir için, özel bir bağ kurabilmek açısından düzeyli dokunma önemlidir.

·  Ailenin Termometresi: Burada 5 ana konu vardır: takdir etme, hayatın olumsuzlukları, bilmeceler, yeni bilgiler, umutlar ve istekler. Aileden nesnel olarak bunun oluşturulması istenir ve görülecek bir yerde koyulması rica edilir. Sürekli göz önünde olup oluşturdukları bu termometre hakkında konuşmaları fikirlerini birbirleriyle paylaşmaları beklenir.

·    Danışanın Parçalarının Partisi: Danışanın içsel durumunu anlamlandırması adına gerçekleştirilen bir tekniktir. Danışanın duygularını içinde var olan değişik durumlarını dışarıdan gözlemlemesi istenir. Birkaç kişiyle yapılan bu teknikte herkes danışanın verdiği rolü onun dünyasındaki tanımla üstlenir. Bunun sonucunda da danışanın her bir rolün kendisine ait olduğunu kabullenmesi kendisini anlaması beklenmektedir.

  Genel olarak bu yaklaşımda; aile üyelerinin kendilik saygısının artması, aile üyelerinin var olan potansiyelini açığa çıkarması ve fonksiyonel iletişimlerini sağlayarak aile içindeki huzuru korumak amaçlanmaktadır.

KAYNAKÇA

Nancy L.Murdock, Psikolojik danışma ve psikoterapi kuramları olgu sunumu yaklaşımıyla, çev. Füsun Akkoyun (Ankara: Nevzat Argun,2019) 32284.

Tepki Ekle

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Sevgi Gassaloğlu Merhabalar, ben Sevgi Gassaloğlu. Lisans eğitimimi Aydın Adnan Menderes Üniversitesi'nde almaktayım. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü 4. sınıf öğrencisiyim. 2020-2021 yılında UPÖY topluluğu içerisinde yer aldım ve topluluk tarafından farklı alanlarda çalışma deneyimi olan hocalar ile planlanmış online seminerlere katılım gösterdim. 2023 yılında üniversite hocamın yürütmekte olduğu "Aile Yılmazlığı" adlı TÜBİTAK projesinde 2 ay boyunca veri toplama süreci çalışmalarına gönüllü olarak katıldım. Aynı zamanda lisans süresince iki ayrı özel kurumda toplamda 4 aylık bir deneyimim oldu. Bu blog sayfamızda da alanım ile ilgili olarak psikopatoloji, terapi, teoriler kısmında öğrendiğim bilgileri, araştırmaları sizlerle paylaşmak temel amacımdır. Kendime deneyim kazandırmak, hayatımda yeni öğrenmeler gerçekleştirmek için sizlerleyim. Hepinize keyifli okumalar dilerim :)