"Toc Toc: Obsesif Kompulsif Bozuklukların Yüzleşmesi"

Toc Toc, farklı farklı obsesif kompulsif bozukluk sorunları olan altı karakterin, randevu sisteminin arızalanması sonucu aynı gün ve saate randevu verilmesi ile bir araya gelmesi ve sahip oldukları rahatsızlıklarla yüzleşmelerini anlatıyor.

Mart 29, 2023 - 14:24
Mart 31, 2023 - 13:38
 0  77
"Toc Toc: Obsesif Kompulsif Bozuklukların Yüzleşmesi"
Toc Toc

Toc Toc, farklı farklı obsesif kompulsif bozukluk sorunları olan altı karakterin, randevu sisteminin arızalanması sonucu aynı gün ve saate randevu verilmesi ile bir araya gelmesi ve sahip oldukları rahatsızlıklarla yüzleşmelerini anlatıyor.

OKB, tekrarlayıcı düşünce ve dürtüler (obsesyonlar) ile yineleyici davranış veya zihinsel eylemlerde bulunmak için karşı konulamayan bir gereksinim (kompulsiyonlar) ile tanımlanan bir bozukluktur. Kişi, bu düşünce, dürtü ve imgeleri görmezden gelmeye, bastırmaya ve etkisiz hale getirmeye çalışır. Obsesyon ve kompulsiyonlar günlük işlevselliği bozacak şekilde kişinin zamanını alır ve kişide büyük rahatsızlık uyandırır.

KARAKTERLER

BLANCA: Blanca, 35 yaşında laboratuvar teknisyeni bir kadındır. Yoğun seviyede temizlik kompulsiyonları bulunmaktadır. Dokunduğu her nesneden, her insandan çeşitli hastalıklar, virüsler ve enfeksiyon kapacağı düşünceleri içerisindedir. Film içerisinde karakterler kendisine her dokunduğunda büyük bir sıkıntı yaşamakta ve dakikalarca lavaboya gidip ellerini yıkama davranışı sergilemektedir. Blanca'nın sosyal hayatındaki işlevselliği, mikrop kapma ve kompulsiyonları nedeniyle bozulmuştır. Aslında Blanca, filmdeki ''Kendimi her şeyden soyutladım, bazen temizlik yapmak o kadar zamanımı alıyor ki yaşamaya zamanım kalmıyor.'' repliğiyle yaşadığı durumu en iyi şekilde özetlemektedir.

OTTO: Annesi ile birlikte yaşayan Otto, simetri ve düzen takıntısı olan bir karakterdir. Çizgilere basmamak gibi bir takıntısı vardır, bundan dolayı hareketleri tuhaf karşılanmakta ve bu durum sosyal ilişkilerine zarar vermektedir. OKB’nin Düzenleyici – Sıralayıcı alt tipine sahip olan Otto, belli bir sıra içinde eşyaları yerleştirme zorunluluğu hissetmektedir. Nedeni sorulduğunda mantıklı bir açıklamadan ziyade öyle yapınca daha rahat hissettiğini söylemektedir. Bu durum, sıradan bir insanın düzen anlayışından farklı olarak, belirli bir düzenle yerleştirilen nesnelerin yeri çok az yerinden oynadığında büyük bir rahatsızlık yaratır ve kişi o nesneyi acilen düzeltme ihtiyacı duyar.

FEDERICO: Federico, 11 yaşından beri Tourette sendromuna sahip olan 60 yaşında bekâr bir erkektir. Tourette sendromu birçok farklı bedensel ve ses tiklerini içerir. Filmdeki karakterimiz müstehcen kelimeleri ve hareketleri içeren bir tike sahiptir. Buna Coprolalia ismi verilir. Coprolalia’ ya sahip bireyler, istemsizce, bedensel hareketleri ve sosyal bağlamda rahatsız edici, müstehcen kelimeleri yüksek sesle tekrarlarlar. Federico gibi bu sendroma sahip bireylerin yaşam kaliteleri oldukça düşer. Federico’nun 60 yaşında bekâr bir erkek olmasında gördüğümüz gibi bu sendroma sahip bireyler sosyal ortamlarda bulunmak ve insanlarla ilişki kurmakta çok zorlanırlar.

EMILIO: Emilio, sayma kompulsiyonu (aritmomani) ve biriktirme ve saklama kompulsiyonu olan bir taksicidir. Sayma kompulsiyonlarına sahip bireyler, obsesyonlarıyla başa çıkmak için etrafındaki şeyleri saymak ve takip etmekten kendilerini alıkoyamazlar. Filmdeki sayma kompulsiyonuna sahip olan Emilio, nesneleri sayma (merdiven basamağı), matematik hesapları yapma, kelimeleri sayma belirtileriyle kendini göstermektedir. Emilio’nun bir diğer kompulsiyonu ise biriktirme ve saklama kompulsiyonudur. Bu kompulsiyona sahip bireyler diğerleri için önemsiz olan şeyleri toplayıp biriktirirler ve bir gün topladıkları şeylere ihtiyaçları olacağını düşünerek bunları atmakta çok zorlanırlar hatta atma girişiminde büyük bir anksiyete yaşarlar. Emilio’nun sahip olduğu bu kompulsiyonlar, onun yaşam kalitesini bozmuş ve kişilerarası ilişkilerine zarar vererek eşiyle boşanma aşamasına getirmiştir.

LILI: Fitness hocası olan Lili, bekâr bir kadındır. Babasının ölümünden sonra Lili de ekolali ve palilali gelişmiştir. Ekolaliye sahip bireyler başka birisi tarafından çıkarılan seslerin tekrarlarlar Palilali’ye sahip bireyler ise konuşan kişinin kelimelerinin değişen sayıda tekrarlamasını yaparlar. Lili bu tekrarlamaları yapmazsa başına kötü bir şey geleceğinden korkmaktadır. Yani, başına kötü bir şey geleceği düşüncesini davranışına (sözcük/cümle tekrarı) dökerek, nötrleştirmektedir.

ANA MARIA: Ana Maria, çeşitli kontrol etme kompulsiyonları bulunan bir ev hanımıdır. Evden çıkmadan önce yapması gereken belirli rutinleri bulunmaktadır. Defalarca kez ocağın açık olup olmadığını, pencerenin açık olup olmadığını ya da muslukları kontrol etmektedir. Ayrıca belirli dini törensel ritüeller de gerçekleştirerek dua edip isa heykeline dokunmadan evden ayrılamamaktadır. Ana Maria'nın temel inancı bir şeyleri kontrol etmeden evden çıktığında başına çeşitli felaketler gelebileceği üzerinedir. Duyduğu her felaket senaryosunda aynısının kendisinin de başına gelebileceğini düşünerek kontrol davranışı ile bu fikri etkisiz hale getirmektedir. Örneğin, duyduğu her kötü laf veya küfürde haç çıkarmasının altında yatan asıl inancı bu ritüeli gerçekleştirmediğinde günahkâr olabileceği fikridir.

 

Obsesif kompulsif bozukluğun farklı alt tiplerine sahip bu altı karakter, bir süre sonra doktorun gelmeyeceğine anlayınca birlikte oturup tanılarını tartışmaya başlarlar. Bu noktada hastalar kendi aralarında problematik gördükleri davranışlarını azaltmak için bazı yöntemler denemeye başlarlar. Birbirlerine destek olarak Psikolojide ‘maruz bırakma’ adını verilen bir yöntemi kullanırlar ve kompulsiyonlarını yapmadan vakit geçirmeye çalışırlar. Filmin sonunda ise birbirlerine verdikleri bu destek ve uyguladıkları maruz bırakma sonucunda herkesin kısa bir süre de olsa kompulsiyonlarında iyileşme olduğunu fark etmişlerdir.

Tepki Ekle

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Aleyna Uçar İsmim Aleyna Uçar. Çağ Üniversitesi Psikoloji bölümünde 4. Sınıf öğrencisi olarak lisans eğitimimi sürdürmekteyim. Bu süreç içerisinde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında Stajyer Psikolog olarak görev yapmış ve çeşitli gönüllülük projelerinde yer almış bulunmaktayım. Mezun olduktan sonra planım, Klinik Psikoloji alanına ve Bilişsel Davranışçı ekole yönelmek. Sayedra Psikoloji’nin yönetim kurulunda yer almakta ve editörlük görevimi sürdürmekteyim. Okumanın, araştırmanın ve öğrenmenin sınırlarının olmadığı mesleğimde, Sayedra Psikoloji’nin bana büyük katkı sağladığı ve sağlayacağını düşünüyorum.