BAĞLANMA KURAMI

İnsan sosyal bir varlıktır. İnsanlarla bağ kurarak, etkileşime girerek ve sosyal kimliği ile ilişki inşa ederek sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürür. İlk bağlanma nesnemiz, ilişki kurduğumuz kişi annemizdir. Henüz tam olarak kanıtlanamamasına karşın anne ile bebek arasındaki ilk bağlanma ilişkisinin doğum öncesinde kurulduğu ileri sürülmektedir (Bloom 1995).

Eylül 16, 2023 - 15:46
Eylül 16, 2023 - 16:16
 0  34
BAĞLANMA KURAMI
BAĞLANMA KURAMI

İnsan sosyal bir varlıktır. İnsanlarla bağ kurarak, etkileşime girerek ve sosyal kimliği ile ilişki inşa ederek sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürür. İlk bağlanma nesnemiz, ilişki kurduğumuz kişi annemizdir. Henüz tam olarak kanıtlanamamasına karşın anne ile bebek arasındaki ilk bağlanma ilişkisinin doğum öncesinde kurulduğu ileri sürülmektedir (Bloom 1995). Doğum öncesi dönemde fetüs, annenin duygulanımlarına yanıt verebilmektedir. Yirmi altıncı haftada fetüsün algılama, tepki gösterebilme ve işittiği bilgileri yakalama yeteneklerinin olduğu bildirilmektedir (Kaplan ve ark. 1994, Altuğ ve Özkan 1996). Birincil bakım veren her zaman biyolojik anne olmayabilir. Bebeklik döneminde bize düzenli birincil bakım veren kişi her kimse genellikle o kişi bağlanma nesnemiz olur.

Bağlanma kuramı, bireysel farklılıkları anlamak, insanların yakın duygusal bağ kurma ihtiyacının varlığına ve bu ihtiyacın evrenselliğine dayanan bir kuramdır (Sümer, 2006; Bowlby, 2012; 2014). İnsanların kendileri için önemli olan başka kişilerle güçlü duygusal bağlar kurma eğiliminin nedenlerini açıklayan bir yaklaşımdır. Bağlanma, belli bir figüre karşı özellikle stresli durumlarda yakınlık arama ve sürdürme eğilimi olarak  nitelendirilen, sürekli duygusal bağdır (Bowlby, 2012). Bağlanma, karşılıklı bir adaptasyon sürecidir ve bağlanma sürecinin her bir üyesinin diğeri üzerinde bir iz bırakması ile gelişir (Ruppert, 2011). Ebeveynin çocuğun mizacına nasıl uyum sağladığı, çocuğun bağlanma niteliğini etkiler ve aralarındaki bu duygusal akışı şekillendiren durumlardan biri de bağlanma figürü ile bebek arasındaki ilişki tarzıdır. Anne-bebek arasında karşılıklı olan bu duygusal alışveriş bağlanma dinamiklerini belirleyerek çocuğun gelecekteki zihinsel, duygusal ve sosyal yeteneklerini oluşturacak zemini sağlar (Linzdey ve diğ., 1989; Zeanah ve diğ., 1993; Lewis, 1995; 1999, akt. Schore, 2000; Ruppert, 2011; Masterson, 2013).

Bolwby, yeni doğan bebeklerin ve çocukların, bakıcıları ile yakın ilişki kurma gereksiniminde olduklarını vurgulamıştır. Anne ile bebek arasındaki ilişki yakınlık arayışı ile belirginleşmektedir (Hortaçsu 1991).

Bowlby (2012) bağlanmanın altı durumu olduğunu savunmaktadır:

1) Yakınlığı koruma davranışı: Birincil bağlanma figürünün yakınlarında olma isteği.

2) Annenin bir keşif kaynağı üssü olarak kullanımı: Bir çocuğun annesine her yakınlık arzuladığında annesinin ona baktığını ve karşılık vermeye hazır olduğunu gözlemlediğinde mutlu olması olasıdır ve uzak mesafelere keşfe çıkabilir.

3)Hissetme: Birincil bağlanma figürünün tartışmasız bir şekilde yanındaysa ya da kolaylıkla ulaşım alanındaysa güven hisseder.

4) Yaklaşma davranışı: Anneye yaklaşma ve onu izleme.

5) Keşif davranışı: Özellikle anne figürüyle ilgili yönelmesi ve ortamdaki eşyalara dikkatini verme yoğunluğu ve devamlılığı;

6) Geri çekilme (korku) davranışı: Özelikle anne figürüne ilişkin olarak nasıl yöneldiği.

Bebeklerde, bağlanılan figürden ayrılma, ileriki yaşlarda hastalık ve yorgunluk olarak kendisini belli etmektedir (Goodfriend 1993). Araştırmacı, çeşitli nedenlerle doğumdan hemen sonra annelerinden ayrılarak, özel bakıma alınan bebeklerde; gelişmenin yavaşladığını ya da durduğunu, bu bebeklerin yemek yemediklerini, sosyal geri çekilme yaşadıklarını ve yüzlerinde sürekli üzüntülü bir ifade taşıdıklarını belirtmiştir (Boccio ve ark, 1994). Birincil bağlanma objesinden herhangi bir sebeple ayrılma durumunda, bebeğin kalp atım hızının yükseldiğini ve nörobiyolojik sistemlerin işleyişinde farklılaşmalar olduğunu ileri sürmüşlerdir.

Troy (1995) ise anne ile bebek arasındaki tensel bağın oldukça önemli olduğunu vurgulamıştır. Araştırmacılar, annenin bebeğini çıplak olarak kucaklamasının, bağlanma arasında olumlu yönde bir ilişki olabileceğini ileri sürmüştür. Bu nedenle, doğumu izleyen ilk 45-60 dakikalık dönemde bebek uyanık ve alıcı durumda olduğundan anne ile olan teması oldukça önemlidir.

Bowlby, bağlanma ve güven hissinin iki faktöre bağlı olduğunu savunur:

Bağlanma figürünün, destek ve koruma çağrılarına cevap verip vermemesi;

Kendiliğin; diğer insanların ve özellikle de bağlanma figürünün, yardımcı bir tavırla tepki vereceği bir insan olarak görülüp görülmediği. Uygulamada birbirlerini etkilerler. Yani bağlanma figürü modeli ve kendilik modelinin birbirlerini etkileyerek geliştiği söylenebilir (Bowlby, 1973; Bartholomew ve Horowitz, 1991; Bowlby, 2014).

Çocuklardaki ağlama, gülümseme ve göz teması kurma gibi içgüdüsel davranışlar karşısında yetişkinin, bebek ağladığında onu kucaklama ya da onunla tiz bir şekilde konuşma gibi çeşitli davranışları da çocukta bir yetişkine karşı bağlanma oluşturur (Bee ve Boyd, 2009).

Bağlanma kuramcılarına göre, yaşamın erken dönemlerinde bakım verenle olan ilişkiyi yansıtan ve kendiliğinin ve diğerlerinin tasarımlarını ruhsal yapıda barındıran bağlanma biçimi genellikle aynı kalmaktadır. “Kişinin başka bir kişi ile ilişki kurup kurmadığı ve bu ilişkinin destekleyici ve koruyucu özellikler taşıyıp taşımadığı, hayatın her döneminde ve yakın ilişkilerde gözlemlenebilir” denmektedir (Kesebir, Özdoğan Kavzoğlu ve Üstündağ, 2011).

Bebeğin birincil bakım veren ile güvenli bir bağlanma gerçekleştirmesi hayatının ilerleyen yılları için kritik önem arz etmektedir. Araştırmalar bireyin geliştirdiği bağlanma stilinin ilerideki tüm yakın ilişkilerine olumlu-olumsuz yansıyabileceğini, aslında kurduğu ilişkilerini şekillendirdiği göstermektedir. Bireyin sahip olduğu bağlanma stili romantik kimliğini ve sosyal kimliğini büyük ölçüde etkileyebilmektedir. Erken bağlanma ilişkisinin gelecekteki sevgi ilişkilerinin prototipi olduğu ileri sürülmektedir (Waters ve ark. 2002). Kişi birincil bakım vereni ile inşa ettiği bağlanma stilini kuracağı/kurduğu ilişkilerde davranışlarına, duygulanımlarına, seçimlerine yansıtır ve yaşadığı olaylardaki tepkilerinde bağlanma stilini belli eder. Bebeklikte biçimlenen bağlanma örüntüleri yaşam süresince değişmez nitelikte değildir. Bilişler ve davranışlar değiştirebildiğine göre bağlanmayı harekete geçiren yapıda da esneklik sağlanabilir.

 

KAYNAKÇA

 Arslan, E. ve Teze, S. (2016). Bağlanma kuramı. İçinde, N. Sargın, S. Avşaroğlu & A. Ünal (Ed.), Eğitim ve Psikoloji’den Yansımalar, (ss.71-90). Konya: Çizgi Kitabevi

Soysal AŞ., Bodur A. , İşeri E., Şenol S. Attachment Process in Infancy: A Review. J Clinical Psy. 2005; 8(2): 88-99.

Tepki Ekle

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Ezgi Ergün Ben Ezgi Ergün. Çağ Üniversitesi Psikoloji Bölümü (%100 İngilizce) 4.sınıf öğrencisi olarak öğrenim görmekteyim. İlgi alanlarım arasında Klinik Psikoloji, Travma Psikolojisi ve Bağımlılık Psikolojisi bulunmaktadır. Lisans sürecimden sonra bu alanlarda çalışmalarda bulunmayı planlıyorum. Lisans sürecim boyunca genelde klinik alan ağırlıklı gönüllü staj deneyimlerim olmuştur. Bu stajlarda saha deneyimi kazanmayı hedefleyerek alanı en iyi şekilde tanımaya çalıştım. Bunun yanında bir psikoloji topluluğunda Üniversite Temsilcisi olarak görev yapmaktayım. Lisans sürecim devam ederken alanda güncel gelişmeleri takip etmeye ve beni geliştirecek eğitimler almaya devam ediyorum. Sayedra Psikoloji'nin yönetim kurulunda yer almaktayım ve Genel Koordinatör olarak görevimi sürdürmekteyim. Hedefim alanında yetkin, etik kurallar çerçevesinde hareket eden ve her daim değişime ve gelişime açık bir psikolog olarak tüm insanlara faydalı olabilmektir.