Şefkat: Zorlayıcı Duygu ve Durumlarla Yaşayabilme Sanatı - Prof. Dr. Zümra Atalay

Şefkat, yaşamımız boyunca karşılaştığımız acı dolu, sıkıntılı, zorlu durumlara verilen bir yanıttır. Şefkati anlarken aslında kelimenin anlamının bana çok ilginç geldiğini belirtmek isterim. Şefkat kelimesi (compassion) kökeni Latinceden gelir. Com- (beraber) ve -pati (acı çekmek) demektir. Diğer bir deyişle şefkat, "acıyı paylaşmak, anlamak ve fark etmektir.

Eylül 15, 2023 - 21:54
Eylül 27, 2023 - 19:27
 0  39
Şefkat: Zorlayıcı Duygu ve Durumlarla Yaşayabilme Sanatı - Prof. Dr. Zümra Atalay
Şefkat-Prof. Dr. Zümra Atalay

Şefkat temelli terapinin kurucusu terapist Paul Gilbert şefkati insana dair geliştirilebilir psikolojik bir kapasite olarak görür. Gilbert'a göre (2005) şefkat, bakım verme yeteneğini arttırır. Bunu bir yetenek olarak görmenin umut dolu bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Şefkatli yaklaşamadığımız durumlara karşı bu yeteneği geliştirerek kendimize ve çevremize karşı farklı bakış açıları kazanabiliriz. Zamanla şefkat pratiğini geliştirerek kendimize uygulayabiliriz. Yüzleşmeye korktuğumuz durumlarda yüzleşiriz.

Atalay'a göre (2019), "Şefkat, acının doğasını anlamaktır. Acının varlığını ve kaçınılmaz olduğunu kabul ettiğimiz kadar gelip geçici olduğunu da fark etmektir. Acıyı kabul etmek, acıya rağmen değil acıyla birlikte devam edebilmektir". Yaşadığımız olaylarda neler fark ettik? Tepkilerimiz nasıldı? Kendimizi mi suçladık yoksa anlamaya yönelik mi adımlar attık? Yaşadığımız olaydan kaçtık ve olayı bastırdık mı? Yoksa yüzleşme cesaretini gösterip kendimize nezaket ve şefkat mi gösterdik?

Gilbert'a göre (2005), şefkatin 3 farklı yönü var. Bunlar;

• Bizden diğerlerine aktarılan şefkat

• Başkalarından bize gelen şefkat

• Öz-şefkat, kendi kendimize duyduğumuz şefkat

(Compassion and cruelty,s.9-74).

Bizden diğerlerine aktarılan şefkat;

Bu şefkat yönü aslında toplum olarak aşina olduğumuz bir durum. Fakat aslında burda fark etmemiz gereken şefkatin anlamının, bizim aşina olduğumuz durumdan biraz farklı olması. Farklı bir deyişle; şefkat birine acımak, yufka yürekli olmak, güçsüz olmak demek değildir. Aksine, zorlayıcı duygu ve durumlarla yüzleşebilmek için cesaret ve güven duymaktır. Başkalarının acısına karşı duyarlı olmaktır.

Başkalarından Bize Gelen Şefkat

Bu şefkat türü bazen içinde bulunduğumuz duygu ve durumlara bağlı olarak bizi yanıltabilir. Bazen yardıma ihtiyacımız olduğunu belirtmekten çekindiğimiz birtakım durumlar içerisinde bulunuyoruz. Acımızı göstermekten kaçınıyoruz ve dışarıya karşı güçlü, yıkılmaz imajımızı devam ettirmeye çalışıyoruz. Şefkati “İnsanlar bana acıyor.” şeklinde algılayıp herkesi kendinizden uzaklaştırabilirsiniz. Yardım istemek, acınızı başkalarıyla paylaşmak ve insanlara duygularınızı göstermek ayıp değil ve güçsüz olduğunuzu göstermez. Aksine şefkate açık olduğunuzu gösterir. Diğer bir deyişle, yaşadığınız acı dolu durum ve duygularla yüzleşebilme cesaretine sahip olduğunuzu gösterir.

Öz-Şefkat: Kendi Kendimize Duyduğumuz Şefkat

Germer’e göre (2009), “Şefkatli olma deneyimi, duygusal rahatsızlığa karşı direnme eğiliminden vazgeçmektir. Bir kişiyi, acıyı veya acıya olan kendi tepkilerimizi kabul etmektir” (Germer, The mindful path to self-compassion).

Bu belki de deneyimlemekte en zorlandığımız şey olabilir. Öz-şefkat genel olarak kendini ödüllendirme olarak algılanır. Bu yüzden, insanlar kendilerine şefkat göstermeyi tercih etmezler. “Bir hata yaptığında kendine iyi davranmak da ne demek?” diye düşündüğünüz zamanlar olabilir. Kendinize şefkatle yaklaşmak sizi şımarık, güçsüz ve bencil yapmaz. Sizi korumasız bırakmaz. Başkalarını suçlamaktansa hatalarınızı kabul etmek için size güven ve cesaret verir. Size zarar veren davranışları iyileştirmek için adım atmaktır. İnsan olduğunuzu ve herkes gibi sizinde hatalar yapabileceğinizi kabul etmektir.

Arkadaşınız stresli ve zorlayıcı bir durum yaşıyor. Bu yüzden hatalar yapıyor ve işlerini yetiştiremiyor. Sizden bir yardım istedi ve arkadaşınızla empati kurdunuz. Onun yerinde olsaydınız neler hissedeceğinizi düşündünüz. Belki onun bu duygu durumu sizi zora soktuğu halde anlayış gösterdiniz. İşleri için yardım teklif ettiniz, hatalarını anlayışla karşıladınız, işleri için yol gösterdiniz, hatasını da nazikçe anlattınız. Arkadaşınızın yaşadığı aynı durumu arkadaşınız yerine siz yaşıyorsunuz. Arkadaşınıza nasıl davranıyorsanız kendinize de aynı şekilde “şefkatle” yaklaşmalısınız. Atalay (2016), kendimize şefkat göstermenin hatalarımızı görmezden gelmek ve kendimizi mükemmel görmek demek olmadığını, hatalarımızı fark ederken kendimizi acımasızca eleştirmek demek de olmadığını belirtiyor. Aslında, kendimizi ve hatalarımızı kabul etmek ve yapıcı bir şekilde yaklaşarak kendimizi geliştirmek diyebiliriz.

Öz şefkat 3 bileşenden oluşur. Bunlar;

Öz Nezaket; Bir hata yaptığınızda hangi adımlarda zorlandığınızı, hataya sebep olan etmenleri bulmak istersiniz. Fakat bu konuda dikkat etmemiz gereken nokta yaptığımız hataları fark ederken kendimize karşı suçlayıcı, hakaret içerici, yargılayıcı cümleler kullanmamanızdır. Kendinizi cezalandırarak acı çektirmemenizdir.

Örnek Cümle;

“Nasıl böyle bir hata yapabilirim ya? Aptalsın sen aptal! 2.sınıfa giden bile bunu doğru yapardı.” Bu çok suçlayıcı ve yargılayıcı bir cümle.

“Bu adımı bu şekilde atmam çok yanlıştı. Bu yüzden hata yaptım ve olaylar bu şekilde sonuçlandı. Herkes hata yapar. Biraz daha dikkat etmeyi kendime hatırlatmam gerekir.” Bu cümleyle yanlışınızı kabul ettiniz, hatayı buldunuz, yapıcı yaklaştınız.

Ortak Paylaşım; Her insan hayatının farklı dönemlerinde sizinle ortak duygu ve durumları deneyimliyor. Yaşadıklarınız ve deneyimledikleriniz insan deneyimlerinden ibaret. Aslında yaşanan olaylar, hissettiğiniz duygular, düşünceleriniz insanlarla ortak. Anneniz de sizin yaşınızdayken aynı hatayı yaptı. İdol olarak gördüğünüz kişi de hatalar yaparak şu an bulunduğu konuma geldi.

Bilinçli Farkındalık; Daha önceki makalemde bilinçli farkındalık hakkında bilgi vermiştim. Kısaca hatırlayacak olursak bilinçli farkındalık; şimdiki an içerisinde olanlara dikkat ederken, fark ettiklerimizi yargılamadan kabul etmektir. Çok stresli bir anınızda yaşadığınız stresi fark etmenizdir. Stresi uzaklaştırmak yerine “Burada olduğunu görüyorum, şu an yaşadıklarımı kabul ediyorum” diyebilmektir. Atalay’a göre (2016), öz-şefkat size acının tam ortasında kendinize karşı nazik olurken acının değişeceğini söyler, bilinçli farkındalık size acıya farkındalıkla açık olduğunuzda acının değişeceğini söyler.

Var olan bir düşünce şeklimiz var. Hata yaptığımızda kendimizi suçlamaya yöneliyoruz. Pratiklerle, bu var olan otomatik haline gelmiş kalıp cümlelerimizi değiştirebiliriz. Kitapta şefkati günlük hayatımıza yerleştirmek için yönlendirmeli pratikler bulunuyor. Bu pratikleri hayata yerleştirmek, her zorlayıcı duygu durumlarda şefkatli yaklaşım sergilemek zaman alabiliyor ve bazı durumlarda zor olabiliyor. Bunun için biliçli farkındalıkla kendimize öz nezaketli bir şekilde şefkatli davranmayı kendimize hatırlatmak gerekiyor.

Kaynakça

Atalay, Z. (2019). Şefkat: Zorlayıcı duygu ve durumlarla yaşayabilme sanatı. İstanbul: İnkilap.

 

Germer, C. (2009). The mindful path to self-compassion: Freeing yourself from destructive thoughts and emotions. Guilford Press.

 

Gilbert, P. (2005). Compassion and cruelty. Compassion: Conceptualisations, research and use in psychotherapy, 9-74.

Tepki Ekle

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Beyza Sıla Keskin Ben Beyza Sıla Keskin. ODTÜ Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik mezunuyum. Alanımda kendimi geliştirmek ve geliştirirken deneyim kazanmak benim için çok önemli. Hayata psikoloji penceresinden bakmak bana çok şey kazandırıyor.