Frankl ve Logoterapi

Freud ilk Viyana Psikoterapi Okulu'nu kurdu. Cinsel arzuların içeriği altında ve Oedipus Kompleksi ile açıkladı. İd, ego ve süperego terimlerinden yola çıkmıştır. Freudyen bakış açısından sonra Adler ikinci Viyana Psikoterapi Okulu'nu kurmuştur. Adler, Bireycilik üzerinde durmuş ve bunu Aşağılık Kompleksi ile açıklamıştır. Son olarak Frankl, Üçüncü Viyana Psikoterapi Okulu ile tanınmıştır. Frankl kendi bulgularını logoterapi olarak adlandırmıştır. "Logo" Latince'de anlam anlamına gelmektedir ve Frankl hastaların kendi hayatlarının anlamını araştırarak tedavi olabileceklerine inanmıştır.

Viktor Frankl Viyana'da Adler'in öğrencisiydi. İkinci Dünya Savaşı başladığında logoterapi çalışmalarına çoktan başlamıştı. Kendisi Yahudi bir psikiyatristti ve toplama kamplarına gönderildi. Frankl Auschwitz-Birkenau, Tuerkheim ve Dachau'da 3 yıl geçirdi. Toplama kamplarında bulunduğu süre boyunca Frankl, insanın en kötü yanlarına tanıklık etti, hastalığı, yetersiz beslenmeyi ve acıyı ilk elden yaşadı, ancak şöyle diyordu: "Bir insandan her şey alınabilir ama bir şey hariç: insan özgürlüklerinin sonuncusu - herhangi bir koşulda kişinin tutumunu seçmesi, kendi yolunu seçmesi." Bu sözler onun logoterapi anlayışının kilometre taşıdır. Logoterapi, varoluşsal düzeyde yaşamın anlamına ve en kötü ve aşılmaz göründüğünde bile yaşamın bir anlamı olduğuna değinir. İnsanlar acı çekerken bile davranışlarını seçme ve değiştirme konusunda özgür iradeye sahiptir.

Frankl logoterapi için bazı teknikler geliştirmiştir. Viktor Frankl, insanların yaşamda nasıl anlam bulabileceklerini açıklar. Frankl'a göre anlamı üç farklı şekilde bulabiliriz: (1) bir eser yaratarak veya bir eylemde bulunarak; (2) birini severek; (3) kaçınılmaz acılara karşı tutumumuzla. Frankl, ancak o zaman en yüksek potansiyelimize ulaşabileceğimizi ve gerçek özümüzü tanıyabileceğimizi söylüyor. Viktor Frankl logoterapi perspektifini başarıya da uygular. Frankl şöyle der: "Başarıyı hedeflemeyin. Ona ne kadar çok nişan alır ve onu bir hedef haline getirirseniz, o kadar çok ıskalarsınız. Çünkü başarı, mutluluk gibi, peşinden koşulamaz; ortaya çıkması gerekir ve bunu ancak kişinin kendini kendinden daha büyük bir amaca adamasının istenmeyen yan etkisi olarak ya da kişinin kendinden başka bir kişiye teslimiyetinin yan ürünü olarak yapar. Mutluluk gerçekleşmelidir ve aynı şey başarı için de geçerlidir: onu önemsemeyerek gerçekleşmesine izin vermelisiniz. Vicdanınızın size ne yapmanızı emrettiğini dinlemenizi ve bunu bilginiz dahilinde en iyi şekilde yerine getirmenizi istiyorum. O zaman uzun vadede - uzun vadede diyorum! -Başarı tam da bunu düşünmeyi unuttuğunuz için sizi takip edecektir." (Man's Search for Meaning).

Karşılaştığımız şeyler zaman zaman dayanılmaz ve acınası görünse de Viktor Frankl'ın logoterapisinden öğrenebileceğimiz pek çok bilgi var. Bir keresinde toplama kampına giden trenden inen, sağ ve sol, ölüm ve yaşam arasındaki seçimden çıkan Viktor Frankl, dünyaca bilinen ve uygulanan bir terapi geliştirdi. En zor zamanlarda bile umudunu kaybetmemiş, savaş sonrasında logoterapi çalışmalarını paylaşma amacı onu hayata daha da bağlamıştır. Logoterapiyi hayatımıza uygulayabileceğimiz pek çok alan olduğuna inanıyorum. Kendimizi bir davaya adamalı, insanları sevmeli ve acının da bir anlamı olduğunu hatırlamalıyız. Her şeye rağmen hayata evet demeli ve umudumuzu korumalıyız.

Kaynakça

Barnes, R. C. (2000). Viktor Frankl's logotherapy: Spirituality and meaning in the new millennium. TCA journal, 28(1), 24-31.

Frankl, V. E. (1967). Logotherapy and existentialism. Psychotherapy: Theory, Research & Practice, 4(3), 138.