SOSYAL MEDYA VE BEDEN ALGISI

Beden algısı, bireyin kendi bedeniyle ilgili duygu ve düşüncelerini yansıtan bir kavramdır. Yani kişinin aynaya baktığında ne gördüğü, gördüğünden hissettiği memnuniyet bireyin beden algısıdır. Hepimiz sabah uyandığımız andan itibaren aynaya bakarız, kendimizi inceleriz. Bazen aynaya baktığımızda kendimizi daha iyi hissederken bazen de kötü hissedebiliriz. Kendimizle ilgili duyduğumuz memnuniyet o günkü modumuza, yaşantımıza göre değişebilir. Burada önemli olan uzun vadede bedenimizle ilgili hissettiklerimiz ve bu hislerimizin ne denli kuvvetli olduğudur. Örneğin, ‘’kendimi çok çirkin hissediyorum, aynaya baktığımda gördüğüm bedenden nefret ediyorum’’ gibi cümleler kuran bireylerin beden algılarının şiddetli derecede olumsuz olduğunu anlayabiliriz. Bedenlerimiz ile ilgili algılarımız kişinin kendi güzellik ve değer yargılarına bağlı olarak oluşmaktadır. Ancak sosyal medyanın giderek yaygınlaşması ile birlikte artık güzellik algıları kalıplaşarak ideal kadın/erkek nasıl olmalı tartışmaları sonucunda tek tip bir güzellik algısı oluşmakta ve bireyler sosyal medyanın oluşturduğu bu algılara uymak zorunda hissetmektedirler.

Peki sosyal medya nasıl oluyor da beden algılarını bu denli etkileyebiliyor?

Günümüzde sosyal medya 7’den 70’e herkesin erişerek diğerlerine benliğini ve hayatının kapılarını açarak her anını paylaştığı bir medya aracıdır. Bu medyada bilgiye ve güncel olaylara kolaylıkla erişim sağlamanın yanı sıra istemediğimiz bir sürü içeriğe de maruz kalıyoruz. Bu platformlarda bireyler kendilerini, düşüncelerini ve hayatlarının bazı anlarını diğerleriyle paylaşırken aynı zamanda diğerlerinin de hayatlarını takip edebilme fırsatı edinebilmektedirler. Bu nedenle diğerleri tarafından fark edilme, ilgi çekme, beğenilme arzularıyla paylaşılan içerikler günden güne artmaktadır. Ayrıca diğerinin paylaşımından, bedeninden daha iyi olma; daha çok beğenilme isteğiyle rekabet ve diğerleriyle kendini kıyaslama da son derece yaygınlaşmaktadır. Kullanımı ve paylaşımların yaygınlaşmasıyla birlikte sosyal medya gün geçtikçe daha büyük kitlelere ulaşmakta ve kitleleri etkilemektedir.

Sosyal medyada en iyi görünülen fotoğraflar, en güzel manzaralar ve en güzel mekanlar paylaşılır. İnsanların gözünde güzel ve mükemmel imajı çizmeye çalışılır; dikkat çekmek, beğenilmek amaçlanır. Oysaki mutsuz ve kötü hissedilen anlar, kendimizi beğenmediğimiz fotoğraflar da vardır ancak bunları diğerleriyle paylaşmaz sanki kusursuz bireylermiş gibi gösterilir. Çok takipçisi olan, kitleler tarafından takip edilen bireyler örnek alınır, onlar gibi olmak istenir. Sosyal medyada ve toplumda ideal olarak kabul edilen olmaya çalışılır. Bütün bunlar sonucu bireyler kendilerini yetersiz ve değersiz hissetmeye başlarlar. Bu duyguyla baş edebilmek için filtreler kullanır, estetik operasyonlar geçirir, ideal bedene sahip olmak için hiçbir şey yemez zayıflamaya çalışırlar. Ayrıca bu sanal dünyada bireyler telefonlarının arkasından diğerlerini kolaylıkla eleştirebilmekte ve zorbalık uygulayabilmektedir. Bu nedenle birey bu sanal dünyada ve toplumda kendini diğerlerine kabul ettirmek için çabalar. Bu çaba sonucunda hala istenilen idealliğe ve popülerliğe ulaşılamaması sonucunda bireylerde özgüven eksikliği dolayısıyla anksiyete, depresyon, madde bağımlılığı vb. psikolojik sorunlar yaşanması da kaçınılmaz olmaktadır.   

Olumlu Beden Algısı Nasıl Gelişir?

• Öncelikle kimsenin kusursuz olmadığını, sosyal medyada paylaşılanların yaşantının sadece iyi yönleri olduğu unutulmamalıdır. hala sizlere kendinizi rahatsız ve yetersiz hisseden hesaplar varsa bu hesapları takipten çıkarmak
  sizler için çok daha sağlıklı olacaktır. 
•  Bedenleri ve insanları kalıplaştırmanın ne kadar doğru olduğunu, ideal olanın size göre ne olduğunu ve toplumun algılarına uymak zorunda olmadığı üzerine detaylı değerlendirmeler yaparak kendinizi tüm pozitif ve negatif yönlerinizle değerlendirmelisiniz. 
• İdeal güzelliğin olmadığını, her insanın biricik ve kendisine özgü yanları olduğunu güzellik denen kavramın göreceli olduğunu göz önüne almalı sizi siz yapan şeyin, sizi bugün olduğunuz noktaya getiren şeyin dış görünüşünüz olup olmadığını düşünmelisiniz.
• Eğer kendinizle ilgili olumlu-olumsuz düşünceleriniz arasında bir denge sağlayamıyor, hayatınızda bunun zorluğunu yaşıyorsanız bir uzmandan destek almayı düşünebilirsiniz