REENKARNASYON DAVRANIŞLAR: OLGUNLAŞMAMIŞ EBEVEYNLER

“Haklısın, biz dünyanın en kötü ailesiyiz, biz doğru düzgün hareket edemeyiz, en sonunda kaçıp gideceğiz buralardan, kalacaksınız yalnız başınıza, o zaman anlayacaksınız bizim değerimizi” Tanıdık geldi mi? İşte olgunlaşmamış ebeveynler!

Ekim 9, 2023 - 19:30
Ekim 10, 2023 - 14:11
 0  26
REENKARNASYON DAVRANIŞLAR: OLGUNLAŞMAMIŞ EBEVEYNLER
Bugünkü davranış biçimimiz, geçmişteki yaşantımızdan gelir.

REENKARNASYON DAVRANIŞLAR: OLGUNLAŞMAMIŞ EBEVEYNLER 

 

1974’te Mary Ainsworth, Silvia Bell ve Donelda Stayton; annenin davranışlarını duyarlılık-duyarsızlık, kabullenme-red, iş birliği-çatışma ve ulaşılabilirlik-önemsememe açılarından değerlendiren ve bebeğin güvenli-güvensiz bağlanma davranışıyla ilişkilendiren çalışmalar yaptı. Çalışmada, annenin duyarlılık derecesinin asıl değişken olduğu; duyarlı annelerin kabullenme, iş birliği ve ulaşılabilirlik derecelerinin de yüksek olduğu; reddedici, çatışmacı ve önemsemeyen annelerin ise duyarlılık derecesinin düşük olduğu sonucuna varıldı. Bu da duygusal olarak olgunlaşmamış ebeveynlerin olduğu yargıyı ortaya çıkardı. Daha detaylı açıklamak gerekirse, duygusal olarak olgunlaşmamış ebeveynler, temelinde yaşadığı mutsuzluk, sıkıntı ve çocukluk travmasının yol açtığı duygu-durum yoğunluğunu çocuğa yükleyerek, kendi yaşadıkları ortamı istemeden de olsa, devam ettirmeye çalışması olarak açıklanabilir. Örnek olarak; çocukluklarında, konuşma ortamı sağlanmayan ebeveynler, kendilerini ifade etmeye çalıştıklarında, bunun büyük bir ayıp olarak karşılanması ve tepki gösterilmesi, ilerleyen zamanki hayatlarında duygularını söylemekten geri kaçmasına yol açabilir ve hissettikleri durumu söylemeden, hissettirmeye çalışabilirler. Kendilerine nasıl davranıldıysa, fark etmeden aynı olayı kendi çocuğuna yaşatabilirler. Reenkarnasyon misali, kuşaklar boyunca artarak devam edebilir. 

Duygusal olarak olgunlaşmamış, büyümemiş ebeveynlerin dört türü vardır; duygusal, hırslı, pasif ve reddedici.  

Duygusal olan ebeveynler çocuk ruhlu olabilirler. Duygularını kontrol edemez, bütün duygulara geçiş yapabilirler ve bunu çocuklarının da yaşamasını, fark etmesini isteyebilirler. Ailedeki günlük yaşam, bu ruh hallerine göre değişir ve psikolojik rahatsızlıklar, bu değişken ruh hallerinin yanında yer alır ve bunun söylenmesinden hiç hoşlanmayıp, kaçabilirler. Bu kaçma olayın gerçekleşmemesi için çocuklar geri durup, yüksek olasılıkla fikirlerini belirtmezler. Sonucunda herkese boyun eğen bir çocuk olarak yaşamlarına devam ederler. “Sizsiz ben ne yaparım, siz olmadan yaşamak istemiyorum.” tanımlayacak en iyi cümledir. 

Hırslı olan ebeveynler, çocuklarını çok önemser ve gelecek hayatları için çabalarlar. Sürekli olarak kontrol ve müdahale ederler ve kendi bildikleri olsun isterler, onun dışında hiçbir şeyle ilgilenmezler. Buna bağlı olarak çocukları, depresif, motive yoksunu, başkalarının düşüncelerini önemseyen ve başkasına muhtaç şekilde olurlar. “Bunu yapmazsan bizi bir daha göremezsin, biz senin iyiliğini istiyoruz, bizden daha iyi mi bileceksin.” tanımlayacak en iyi cümledir. 

Pasif olan ebeveynler, çocuklarının hayatına karışmaz, onlara yol gösterecek bir çizgi çekmezler, kendilerinin ilerlemesini isterler. Geri planda olurlar, uysaldırlar ve diğer ebeveyn türlerine göre daha sevimlidir. Eğlencelidirler, zevk almayı bilirler ve bu zevklerini her şeyden önde tutarlar. Koruma iç güdüleri yoktur, aileyi terk etme ve yarı yolda bırakmaları olasıdır. Bu davranışlara sahip ebeveynlerin çocukları, terk edilişleri normal karşılamak için bahaneler üretir ve karşısındakinin bütün davranışlarını iyi niyetli düşünmeye çalışır. "Çocuğa ilgi verirsek şımarır sonra da bizi hiç ebeveyn yerine koymaz, en doğrusu bu." tanımlayacak en iyi cümledir. 

Reddedici olan ebeveynler, katıdırlar. Empati duygusu çok azdır. Kendi isteklerine, zevklerine göre aileyi yönetir ve hayatlarını kontrol ederler. Onlar ne derse o olur. İstemedikleri bir durumda azarlama ve küfür kullanım oranı yüksektir. Bu davranışa sahip olan ebeveynlerin çocukları, herkese karşı yük olduklarını, rahatsız edici ve tahammül edilemediklerini düşünürler. Çekingenlerdir ve diğer insanlarla konuşmakta zorluk çekerler. “Hiçbir şeyi beceremiyorsun, senin için nelere katlanıyorum, senin yaptıklarına bak.” tanımlayacak en iyi cümledir. 

 

Duygusal olarak olgunlaşmamış, büyümemiş ebeveynlerin çocukları; ilgi, alaka, değer görme gibi duygusal ihtiyaçlarını karşılayamadıkları için, elbet bir gün bunu alabilirim düşüncesiyle, sürekli onların etraflarında olma gereği duyuyor ve beklentileri bir ömür boyu sürüyor. Ebeveynleri öldükten sonra bile zihinlerinde onlarla konuşuyor ve onlara bağlı hissediyorlar. Bu duygusal olarak olgunlaşmamış ebeveynlerin düşünce tarzı sabit ve tek bir olaya odaklıdır diyebiliriz. Kendi düşünceleri her şeyden önemli olup, kendilerine ters düşecek düşünce tarzlarını dinlemek dahi istemezler, bu da empatiden yoksun olduklarının göstergesidir. Etraflarındaki hiçbir şeyi önemsemeyip, benmerkezci yapıda olabilirler. İlgi onlar için çok önemlidir, dikkat çekmeyi sevme olasılıkları yüksektir. Geçmişi her zaman önde tutup, sürekli gündeme getirip, olay yaratabilirler. Huzursuz olmaktan bir nevi zevk alırlar. Olgunlaşmamış ebeveynlerin neden var olduğu, bu davranışların altında yatan sebebin nedeni nedir diyerek dile getirdiğimizde, resme büyük açıdan bakmamız yeterlidir aslında. Bu davranışların sonucu, aynı davranışların içinde yer alınmasıdır. Bir nevi reenkarnasyondur. Yaşadığı mutsuzluk, sıkıntılar, çocukluk travmasına yol açıp, istemese bile farkında olmadan çocuğuna yansıtır ve bu olay her kuşakta daha da artar. 

REFERANS: Olgunlaşmamış Ebeveynlerin Yetişkin Çocukları / Yazar: Lindsay C. Gibson, Çevirmen: Dilek Boyraz, Yayınevi: Sola Unitas 

Tepki Ekle

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Nur Özel Merhaba, ben Nur Özel. KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ psikoloji 2.sınıf öğrencisiyim. Okulumuz bünyesinde bulunan Psikolojik Etkileşim Topluluğu yönetim ekibinde yer almaktayım. Çeşitli etkinliklerde yer alıp, planlayıcı ve oluşturucu rollerim vardır. 1. sınıfın yaz döneminde Rehber Klinik bünyesinde staj yapıp, temel düzeyde BDT, MİNDFULNESS ve SPOR PSİKOLOJİSİ eğitimi aldım. Stajımın bitmesiyle Yücel Kültür Vakfı'nın mülakatlarını geçip, gönüllü olmaya hak kazandım ve etkinlik üreticisi olarak görev yapıyorum. Kendimi, ekip ve takım çalışması dışında başka alanlarda geliştirmek adına, Sayedra Psikoloji Blog'da, İngilizce-Türkçe olarak psikoloji alanında makaleler yayınlanmaktayım. Bunların yanında Psikoform Akademi'de üniversite temsilcisi olarak rol aldım. Şu sıralar İlgi Psikolojik Danışmanlık ve Eğitim Merkezinde staj yaparak eğitim hayatımı dolu dolu geçirmekteyim.