TOPLUMUN KALBİNDEKİ YARALAR: SAVAŞIN DERİN ETKİLERİ

Savaşlar, insanları ve toplumları derinden etkileyen oldukça karmaşık etkilere yol açan olaylardır. Psikolojik ve sosyolojik açıdan incelendiğinde savaşların insan davranışlarına, duygu durumlarına ve toplumsal yapılara olan etkisi oldukça büyüktür. Bu yazıda, savaşın insan ve toplum psikolojisi üzerindeki etkileri incelenecektir.

Kasım 18, 2023 - 21:24
Kasım 26, 2023 - 23:19
 0  5
TOPLUMUN KALBİNDEKİ YARALAR: SAVAŞIN DERİN ETKİLERİ
TOPLUMUN KALBİNDEKİ YARALAR: SAVAŞIN DERİN ETKİLERİ

Savaşlar toplumların sosyal ve ekonomik yapılarına doğrudan ve derinden etki eder. Savaşların toplumlar üzerindeki en belirgin etkilerinden biri, savaş sonucu meydana gelen kayıplardır. Bu kayıplar, duygusal ve psikolojik olarak büyük bir yük taşır. Aileler kaybettikleri sevdikleri üzerinden acı çekerler, bu da toplumun ruh halini etkiler. Savaşlar, toplumsal hiyerarşi ve güç dinamikleri üzerinde de etkilidir. Savaşın kazananları ve kaybedenleri, toplumun zirvesinde veya altında yer alabilirler. Bu, toplumsal sınıf farklarını belirler. Örneğin, savaşın kaybeden taraflarındaki insanlar, toplumsal düşüş yaşayabilirler. Bu, sosyal huzursuzlukları ve hatta devrimleri tetikleyebilir.

Savaşın Psikolojik Etkileri 

“Psikolojik travmanın gerçekliği, Birinci Dünya Savaşı’nın yıkımıyla kamusal bilinci bir kez daha zorladı. Bu uzun yıpratma savaşında dört yıl içinde sekiz milyonun üzerinde insan öldü. Katliam sona erdiğinde dört Avrupa imparatorluğu yıkılmış ve Batı medeniyetinin dayandığı akidelerin çoğu paramparça olmuştu.”[1] Özellikle Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan yıkımın bir de bireysel psikolojik boyutu vardı. Geleneksel anlayışa göre asker, yani erkek, savaşla gurur duymalı ve herhangi bir duygusal tepki vermemelidir. Bu anlayış üzerinden Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra travmatik nevroz yaşayan askerler hakkında “feminen ve pasif eşcinsel eğilimler gösteren erkekler” şeklinde söylemlerde bulunulmuştur. Savaş sonrası ruhsal sarsıntı belirtilerinin, fiziksel nedenlere atfedilerek göz ardı edildiğine dair iddialar vardır. Savaşın vahşetine maruz kalmış askerlerin savaş sonrasında da bu tür bir görmezden gelinme vahşeti o dönem için ayrı bir travmatik olgu olarak görülebilir. Neyse ki ilerleyen yıllarda savaş sonrası süreçlerden sonra savaşla bağlantılı psikopatolojinin nedenlerini açıklamak için adımlar atılmıştır.  

Savaşın doğrudan bir sonucu olarak, askerler ve sivil halk arasında travma sonucu stres bozuklukları sık görülür. Savaşın şiddeti, ölüm tehdidi, arkadaşların kaybı ve diğer travmatik deneyimler, kişinin zihinsel sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir. Belirtiler arasında tekrarlayan kabuslar, aniden ortaya çıkan korku atakları, sürekli bir tehlike hissi ve travmatik anıların sürekli zihinde canlandırılması yer alır. Savaş sırasında veya sonrasında yaşanan travmatik deneyimler, kişilerde derin depresyonu tetikleyebilir. Savaşın yıkıcı etkileri, insanların yaşam motivasyonunu kaybetmelerine ve umutsuzluğa yol açabilir. Savaşın sürekli tehlikesi ve belirsizliği, insanlarda sürekli bir endişe duygusu yaratabilir. Bu da anksiyete bozukluklarına yol açabilir ve kişilerin günlük yaşamlarını olumsuz etkileyebilir. Savaşın yoğun şiddeti, askerlerin ve sivil halkın öfke ve şiddet kontrol sorunları yaşamasına neden olabilir. Bu da aile içi şiddet gibi toplumsal sorunlara yol açabilir. Savaş deneyimleri sonucu, insanlar kendilerini yalnız hissedebilirler. Ayrıca, topluluklarından ayrılmış olabilirler ve bu da sosyal izolasyona neden olabilir. Savaş, çocuklara özellikle travmatik bir şekilde etki edebilir. Savaş sırasında yaşanan şiddet, çocuklarda kabuslar, kaygı ve korku gibi psikolojik sorunlara yol açabilir. Ayrıca, savaşın çocuklara eğitim fırsatlarını da engelleyebileceği unutulmamalıdır. Savaş sonrası, savaştan etkilenen kişilerin toplumlarına yeniden bütünleşmeleri zor olabilir. Bu, travma sonrası toplum bütünleşme sorunlarına yol açabilir. Savaş sonrası, savaştan etkilenen kişilerin toplumlarına yeniden bütünleşmeleri zor olabilir. Savaş sonrası toplum bütünleşme sorunları, kişilerin travmatik deneyimlerini işlemelerine ve toplumlarına uyum sağlamalarına engel olabilir.  

Savaşın psikolojik etkileri, bireylerin yaşadığı deneyimlere, kişisel dayanıklılığa ve toplumsal destek sistemlerine bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, savaşın psikolojik etkileriyle başa çıkmak için psikolojik yardım ve destek önemlidir. Ayrıca, savaşı önlemek ve savaş sonrası toplumsal destek sağlamak, savaşın psikolojik etkilerini azaltmaya yardımcı olabilir.

 [1] Herman, J. L. (2022). Travma ve İyileşme (s. 25). (Çev. T. Tamer). İstanbul: Literatür Yayınları.

Tepki Ekle

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Cansu Çiriş Lisans eğitimime 2019 yılında İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyoloji bölümünü kazanarak başladım. 2020 yılında Çift Anadal Programını kazanarak Psikoloji lisans eğitimime başladım. 2023 yılında Sosyoloji bölümünden başarıyla mezun oldum. Psikoloji 4.sınıf öğrencisi olarak lisans hayatıma devam etmekteyim. Lider Çocuk Anaokulu, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, İstanbul Ticaret Odası, İBB Bağımlılıkla Mücadele Müdürlüğü, Rehber Klinik, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Ankara İl Müdürlüğü gibi çeşitli kurum ve kuruluşlarda staj yaparak teorik bilgilerimi pratikte uygulayabilme ve gözlemleyebilme imkanı elde ettim. Sayedra Psikoloji Blog'unda alana dair yazmış olduğum yazıları sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyorum!